KONUŞMA ADABI
Bir insanın doğumundan,ölümüne kadar,yaşamını ne şekilde yaşayacağını
davranışlarının nasıl olacağını Rabbe inanıp ,güvendiği müddetçe Rab
öğretecektir.
Bu öğretiler insanı ,yani bireyi iyi düşünen, iyi dinleyen, iyi konuşan,
toplum içersinde sakınan,adil biri olarak,yaşam tarzını yaşamak
mümkün olacaktır.
Yaşadıklarımızla,bir şeyleri dile getirişimizle varacağız Rabbin huzuruna.
Bu hayatı bize Rab bahşetti.
Ve bizler denenmekteyiz.Biz neyi,niçin ve neleri yaşamaktayız.
Her bir birey kendinden sorumludur.
Dinlemelerimizle denendiğimiz gibi, konuşmalarımızlada denenmekteyiz.
İnsan iyi ve kötü bir çok şeyi dili sebebiyle yaşar.
Çünkü dili dinidir.Bir çok insan Rabbi anmadığı için dili sebebiyle,
Rabden uzaklaşarak cehennemi hak etmiştir.
Rabbe teslim olan,söylediği sözün nereye varacağını düşünür.
Faydasız lüzumsuz sözlerden kendini sakındırır.
Sözleriyle kırıcıolmaz.
Konuşurken başkasının sözünü kesmez.
Sürekli sesinin tonuna dikkat eder.
Konuşurken karşısındakini hiçe sayarak büyüklenmez,ve alayedici hal ve hareketlerden
sakınır. Yapmıyacağı bir şeyi söylemez.
Yalan söylemekten, boş yere yemin etmekten, gıybet etmekten,laf taşımaktan
kendini denetler ve sakındırır.
Karşısındakine değer verirsen, iyi bir dinleyici olabilirsin.
İyi bir dinleyicide,konuşanın sözlerine destek veya destek vermeyeceğini bilir.
Her şeyin adabı olduğu gibi, konuşmanında adabı vardır.
Y üreğinin içi titreyerek, gereği gibi korkan kendini denetler, körlükten korur.
Yaşamını Rabbe sunan bütün hal ve hareketlerine dikkat eder.
Rabbin razı olduğu adabla yaşar...
(Mücadele Suresi Allahın adıyla)
7- Allahın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O'dur; beşin altıncısı da mutlaka O'dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet günü kendilerine haber verecektir. Muhakkak Allah her şeyi bilendir.
8- 'Gizli toplantıların fısıldaşmalarından’ (kulis) men' edilip sonra men' edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allahın selamladığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine: 'Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azap etse ya' derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.
9- Ey iman edenler, kendi aranızda gizli konuşmalarda bulunacağınız zaman, bundan böyle günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı fısıldaşıp-konuşmayın; birri (iyiliği) ve takvayı konuşun ve huzurunda toplanacağınız Allah'tan sakının.
10- Muhakkak 'gizli toplantıların fısıldaşmaları' (kulis), iman edenleri üzüntüye düşürmek için ancak şeytan (ürünü olan işler)dandır. Oysa Allahın izni olmaksızın o, onlara hiç bir şeyle zarar verecek değildir. Şu halde müminler, yalnızca Allaha tevekkül etsinler.
11- Ey iman edenler, size meclislerde 'Yer açın' dendiği zaman yer açın; Allah size genişlik versin. Size: 'Kalkın' denildiği zaman da kalkın. Allah, sizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
12- Ey iman edenler, Peygamber’e gizli bir şey arzedeceğiniz zaman, gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet (buna imkan) bulamazsanız, artık muhakkak Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
13- Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü? Çünkü yapmadınız, Allah sizin tevbelerinizi kabul etti. Şu halde dosdoğru salat edin, zekatı verin ve Allaha ve O'nun Resülü’ne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.