|
| Adabı Muaşeret "Dinleme Adabı" | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Ayşe Buğdaycı Seviye 1
Mesaj Sayısı : 14 Tecrübe : 0 Puan : 6 Kayıt tarihi : 20/09/17
| Konu: Adabı Muaşeret "Dinleme Adabı" Ptsi Ekim 16, 2017 9:37 pm | |
| Hz. Ömer’in Hutbesi:
“Ey İnsanlar! Evet, ben size halife seçildim. Fakat sizin için en hayırlınız, başınızda en kuvvetliniz, acil ve mühim işlerinizde en güçlünüz olmam ümidi olmasaydı bu vazifeyi üzerime almazdım. Ve nasıl alacaksa haklarınızı almak, nereye koyacaksa koymak, nasıl dolaşacaksa aranızda gezip dolaşmakla ihtiyar ve üzgün bir halde hesap gününü beklemek Ömer’e yeterdi. Yardım dileyenlerin el açtığı Allah’a yemin olsun ki, eğer Aziz ve Celil olan Allah rahmeti, inayeti ve takviyesiyle onun elinden tutmazsa, Ömer ne bir kuvvet ve ne de bir çağrıya güveniyor…” (Taberî, Tarih, V, 25)
“Allah (cc) kuşkusuz beni sizin işleriniz için lider yaptı. Ben de sizin için bunların en yararlı olanını bildim. Ve bunda bana yardım etmesini, diğerlerinde olduğu gibi bunda da beni korumasını; aranızda hak tevziinde emrettiği gibi, bana âdil olmayı ihsan etmesini diliyorum. Ulu ve yüce Allah’ın yardımı olmadıkça ben sadece güçsüz bir teslim kulum. Sizlerin hilafet makamına gelmiş olmam benim davranışlarımdan hiçbir şey değiştirmeyecek inşallah. Azâmet, yücelik ancak Yüce ve Ulu Allah’ındır. Kullarda bundan hiçbir şey yoktur. Sakın biriniz Ömer halife olduktan sonra durumu değişti demesin. Hakkı kendiliğimden anlar, işimi size takdim eder ve açıklarım. Herhangi bir şahsın ihtiyacı olur veya zulme uğrar yahut da bir davranıştan dolayı bize kızarsa, hemen bunu bana bildirirsin. Ben ancak içinizden bir ferdim. Gerek gizli, gerek aşikâr hallerinizde, namus ve şerefleriniz konusunda Allah’tan korkmanız gerekir. Hakkı kendiliğinizden teslim edin. Birbirinizi dava için bana sevk etmeyin. Zira insanlardan herhangi biriyle benim aramda bir kayırma söz konusu değildir. Doğruluğunuz, benim için memnuniyet vericidir. Günahkârlığınız ise bana zor gelir. Siz, tümünüz Allah’ın beldelerinde bulunan insanlarsınız. Ve Allah’ın verdiği dışında ne ziraatı ve ne de hayvanı olan bir beldenin halkı değilsiniz. Aziz ve yüce Allah size birçok ihsan vaat etmiştir. Ben ise, üzerindeki emanetten ve aranızdaki durumdan sorumluyum. Uhdemdekini kendim bilirim, onu kimseye bırakmam. Bu görevin uzaklara uzanan kısmına ise ancak içinizde, toplumun güvenini kazanmış hayır hah kişilerle erişirim. Ve üzerimdeki emaneti inşallah onlardan başkasına havale etmem.” (Taberî, Tarih, V, 26)
“Ey teslimler! Eğer ben haktan sapar, benden önce sizi yöneten Ebû Bekir’in ve Resulullah’ın yolundan ayrılırsam bana ne yaparsınız.”
“Eğer yoldan saparsan ey Ömer! Seni bu kılıçlarımızla doğrulturuz.”
“Yoldan saparsam beni düzeltmeseniz sizde, siz beni düzeltmek isterseniz ben bunu yapmasam bende bir hayır yoktur. Bana böyle bir cemaat nasip ettiği için Rabbime yüzbinlerce kez hamdolsun!”
“Ey insanlar! Şimdi ben bir dua ediyorum, siz de ‘âmin’ deyin. Allah’ım! Gerçekten ben sert mizaçlıyım. Zâtını ve âhiret yurdumu arzuladığım için, hakka tâbi olmam karşılığında beni, Sana itaat edenlere karşı yumuşak başlı kıl! Zulmetmeden ve haddi aşmadan, düşmanlarına zalim ve münafıklara karşı da bana şiddet ve metanet ihsan eyle. Ey Allah’ım! Ben cimriyim. Halka hizmet esnasında israf etmeden, döküp saçmadan, gösteriş ve şöhret için olmadan adaletli olmak için beni cömert kıl. Bu insanlarda Senin rızanı ve âhiret yurdunu bana arzulat. teslimlere karşı bana yumuşaklık, sükûnet ve vakar ihsan et Allah’ım. Ya İlâhi! Gerçekten ben çok gaflet ediyor ve unutuyorum. Her an bana Seni zikretmeyi ve her zaman ölümü hatırlatmayı benim içime koy. Ya Rabbi! Sana hakkıyla itaat etmekten âcizim. Samimiyetle Sana ibadette ancak Senin izzet ve tevfikinle var olan kuvvet ve istek bana nasip eyle. İlâhi! Beni, ilm-i yakîn, iyilik ve takva ile bir de huzurunda duracağımı hatırlatmak ve Senden hayâ etmekle kuvvetlendir. Senin razı olacağın şeylerde bana huşû, her an dürüst olmak ve şüphelerden sakınmak ihsan eyle. Ey Allah’ım! Kitabından her ne okumuşsam, onu ve hakikatini düşünmeyi, anlamayı, manalarını bilmeyi, akıllara hayret veren kısımlarına bakmayı ve hayatta kaldığım müddetçe de onunla amel etmeyi bana ihsan eyle. Hiç şüphesiz ki sen her şeye kadirsin.” (İbn Abdi Rabbih, el-İkdü’l-Ferîd, II,133) | |
| | | Hilal Seviye 1
Mesaj Sayısı : 12 Tecrübe : 0 Puan : 7 Kayıt tarihi : 26/09/17
| Konu: Geri: Adabı Muaşeret "Dinleme Adabı" C.tesi Ekim 21, 2017 12:53 pm | |
| Hz. Ömer bir sözünde eşeğimi kaybetsem kuran’da bulurum der.Gerçekten rabbim kitaplarında hiçbir şeyi eksik bırakmamış,bilmiyordum diye mazeret getireceğimiz bir şey yoktur hayatın içinde. Gündelik yaşamdan,toplumsal ilişkilere, savaş ortamlarından, tevbeye, ibadet yöntemlerinden, alışverişe, ticarete, miras’dan, kadına, erkeğe,aileye ve daha bir çok şeye dair ayetler,hangi konuyu ele alırsanız alın eksiksizdir kitap elhm. Her şeyi bir düzen içerisinde yaratmıştır Allah.Ve bu düzene uyum şükredebilmeyi ve o’ndan korkmayı gerektirir.Uyumlu olmakta saygıyı,sevgiyi,değer vermeyi gerektirmektedir.Sevmediğimiz,değer vermediğimiz bir şeye bakışımız,davranışlarımız,hal ve hareketlerimizde buna göre olacaktır.Karşımızdakine verdiğimiz değerde rabbe verdiğimiz,kendimize verdiğimiz değerden ötürü ve bu ölçüler içerisinde olacaktır.Örneğin bir toplulukta otururken,yemek yerken,konuşurken yada dinlerken tutumlarımız en güzel bir biçimde olmalı ki edebe,güzel ahlak’a ve mü’mine yakışır olsun. Birbirimizi anlayabilmek ve karşımızdakine derdimizi anlatabilmek için dinlememiz gerekmektedir.Dinlemek aynı zamanda şahitilik etmektir.Onay vermektir.Red veya kabul demektir.Hiçbir söz boş değildir.Söylenen sözler insanların zikriyle alakalıdır.Kabın içerisinde ne varsa dışına o sızar der, İsa peygamberimiz,bu bağlamda dilimizden dökülenler yüreğimizdekileri yansıtmaktadır.Bunun içinde doğru olana,güzel olana tabii olabilmek için dinlemelerimiz ve söylemlerimiz değerli ve önemlidir.Ne kadar ciddiye aldığımızı ve önemsediğimizi nasıl dinlediğimizle gösteririz.Dinleyebilmek,duyabilmeyi,görebilmeyi,itaati gerektirir aynı zamanda.Doğru bir şekilde itaat’de doğru bir şekilde dinlemeyi. Kur’an okunduğu zaman,hemen onu dinleyin ve susun.Umulur ki esirgenmiş olursunuz. Araf 204 Buradaki saygı,adap,değer bize hayatın her alanında gerekli olandır.Çünkü kur’an böyledir yaşamdır, yaşamaktır,dinleyip yaşamayı gerektirir.Nasıl dinliyor isek öyle yaşayacağız ve öylece hakedeceğiz inşaallah ebedi bir yaşamı.
| |
| | | Havva Atay Seviye 1
Mesaj Sayısı : 13 Tecrübe : 0 Puan : 3 Kayıt tarihi : 04/10/17
| Konu: Geri: Adabı Muaşeret "Dinleme Adabı" C.tesi Ekim 21, 2017 8:42 pm | |
| HENNA ATAY:
Merhamet Eden Allahın Adıyla Değerlidir söylediğimiz sözler,değerlidir yaptığımız işler,değerlidir şahit olduğumuz şeyler bunlar değerlidir,teslimler için.değerlidir bizim için,Rabbin bize verdiği değer.İsteriz Rabbin bizden,23.MÜMİNUN:58- Rablerinin ayetlerine iman edenler,
59- Rablerine ortak koşmayanlar,
60- Ve gerçekten Rablerine dönecekler diye, vermekte olduklarını kalpleri ürpererek verenler;
61- İşte onlar, hayırlarda yarışmaktadırlar ve onlar bundan dolayı öne geçmektedirler.
Diye bahsetmesini.Sen karşıdakinden ne bekliyorsan,ona öyle davran,saygı ise saygı,sevgi ise sevgi bunları kimden bekliyorsan,sende ona öyle davran,davranki Rabbin değer verdiği insanlardan olabil.çünkü Allah herkeze karşılığını verecek,hekez dünyadaki davranışlarına göre ödüllendirilecek. Teslimlerin özelliklerindendir,karşılık beklemeden saygı,karşılık beklemeden hürmet.Değerlidir bunlar teslimler için.Her şeyin bir usul,adabı vardır basit olarak;çatıda yemek yenmez veya büyükler konuşurken,araya girilmez.Her yaşın kendine göre kuralları,yapması gerekenler vardır.İki kişi su istediyse,önce kim istediyse değilde,küçük olana verilir,yaşıtlarsada o zamanda fedakarlık sözkonusudur.Ortam toplu konuşma veya salat ortamıysa ordaki adabımızında her şeyden önce,önemli bir şey söylemeyeceksen,karşıdakinin sözünün bitmesini beklemek olması lazım.Çünkü her kez kendine böyle davranılmasını ister.Babanla baban,annenle annen,arkadaşınla arkadaşın,teyzenle teyze,amcana amca,kardeşinle ise,bi kardeşe davranılması gerektiği gibi davran.Hepsine aynı davranman gereken şey ise,büyüklerine saygını,küçüklerine sevgini hissettirmelisin.Teslimin söylediği söze değer verilir,biri sana bir şey söylyorsa,sus dinle.Belliki sana değer verdiği için,orada o konuşmayı yapıyor,o yazıyı okuyor.Dinlemelisin teslimi,kafana takmalısın yaptığı eleştiriyi,onun sana verdiği değeri sende ona yansıtmalısın.Okuduğun ayetleri yaşatmalısın... | |
| | | Özge Seviye 0
Mesaj Sayısı : 4 Tecrübe : 0 Puan : 2 Kayıt tarihi : 21/10/17
| Konu: Geri: Adabı Muaşeret "Dinleme Adabı" C.tesi Ekim 21, 2017 9:23 pm | |
| Her insan bilir doğruyu ve yanlışı ve hayatın içinde uslu bumuzun ne kadar önemli olduğunu. Hayatta konuşmanın bir yeri olduğu gibi susmanın da bir yeri olduğunu biliriz her birimiz. İmtihanımız ise bildiklerimizi yaşamaktır. Doğruları dinlemeyip göz ardı edersek ihtiyacımız olduğunda duyamaz dinleyemez bir hale geliriz. Oturmamızın ve kalkmamızın bir yeri olduğu gibi dinlemenin ve konuşmanın da bir zamanı var her şeyin bir zamanı olduğu gibi. Kuran musafında müminlerin özelliklerinden bahseder Allah tamamen doğru kalma çabasında olan insanın Allaha teslim oldum diyen insanın yapması gerekenleri içeriyor aslında adabı muhaşeret. Peygamberin sesi üstünde seslerinizi yükseltmeyin, birbirinize olmadık kötü lakaplarla çağırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın gibi ayetler var kuran musafın da. Allah Doğru kalmak isteyen Allaha iman eden hiç kimseyi geri çevirmez. Ben Allahın huzuruna dostoğru biri olarak çıkacam inşallah diyen bir insanın ve ya da enam suresi 162- De ki: 'Muhakkak benim salâtım, nusukum, dirimim ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allahındır.
Bu ayete âmin diyen bir insanın yapması gereken hallerdir. Aslında uslubumuzdur. Konuşmanın bir yeri olduğu gibi suzmanında bir yeri olduğunu biliriz her birimiz. Bir salatan bir ürün çıkardık sen kendinin ki, okunduğunda nasıl dinlenmesini istersen karşıdaki de seninle aynı hisleri yaşıyordur muhtemelen, bir o kadar değer vermişsin o ürünü çıkara bilmek için belki, gece uykundan kesmişsin, belki, gündüz bulaşığından sen bir değer vererek hazırlanmışsın. ama okumaya gelince seni dinlemesi gerekenler, aralarında fıkırdaşarak eğleniyorlar. Bunu her birimiz biliriz aslında yanlış olduğunu hiç kimse tarafından hoş karşılanmaz ya da topluluk içinde fıkırdaşarak konuşmak. Karşımızdaki bir şeylere değer vererek hazırlamışsa o ürünü seninde ona katkın dinlemendir. inşallah bunları aşarak bir yol tutarız ve karşıdakinin verdiği değeri hissederek değerine değer katarız. Bir teslimin sözünü dinlemek bir teslim için o kadar değerlidir ki, çünkü dilimiz aynı dinimiz aynı, aynı hisler yaşıyor aynı şeyleri düşünüyoruz. İnşallah gerektiğinde dinliye bilen gerektiğinde ise konuşa bilen her şeyi yerli yerinde yapa bilenlerden oluruz.
| |
| | | Ümmühan Seviye 1
Mesaj Sayısı : 22 Tecrübe : 0 Puan : 10 Kayıt tarihi : 04/10/17
| Konu: Geri: Adabı Muaşeret "Dinleme Adabı" Paz Ekim 29, 2017 5:54 pm | |
| Allah'ın adıyla. Adab-ı muhaşeret yaşamını Rabbe adayan her insanın, ayakta tutması gereken işleyiş düzenidir. Çok dikkatli olmaya devam etmeliyiz. Duyduğumuz sözler söylediğimiz her kelime sorumluluk gerektiriyor. Çünkü iki yazıcıdan biri tarafından yazılmakta, hesabı verilecek olanı. İşte, tamda bu sorumlulukla beraber dikkat ederiz uslubumuza, konuşurken edebimize. Söylediğimiz sözler edebimizle uslubumuzla bütünleşince yüreğin ürünü oluyor. Küçük yada büyük diye tanımlansada yaşananlar, hiçbir şey küçük veya basit değildir. Her yapılan fiil insanın karakterini yüreğini ortaya koyar. Salatta işittiğimiz her sözden sorumluyuz. Artık yola devam ederken duyduklarımıza işittiğimiz sözlere ihanet etmeden tecrübe edinmiş biri olarak devam etmeliyiz yol almaya. Salatlarımız çalışmalarımız ve sunumlar vardır belli sayılabilecek somut olarak sayabileceğimiz ortamlar vardır. Bir de hayatın bütününde nasıl bir dinleyici olmamız gerektiği. Salattan işittiğimiz öğüdü, bir daha ki salata kadar yaşamımızla kıyamlarımızla zenginleştiririz. Ve bir daha ki salata bi önceki salttan işittiklerimizden sorumlu olarak geliriz. Yapılan emek verilen sunumları hayra çevirecek olanlarda; gayretle çabayla sunum yapanlar ve dinleme adabıyla o sunuma değer katan dinleyicilerdir. Sorularımızın cevabını almak için önce iyi bir dinleyici olmayı bilmek gerekir. zaten derdi doğru kalmak olanın ihtiyacını Rabbim giderir. Ve birde dinleme adabını gerçekleştireceğimiz ortam uyarı yapacağımız ortamdır. Dinlemeyiz rabbin razı gelmeyeceği bahsi geçen konuyu. Dinlemeyerek ve uyarı yaparak hatırlatarak yaşatırıa dinleme adabını. Dün ne isek bu günde biz olanlar doğru kalanlar olmanın gayretiyle nefes almaktır amacımız. Babamla adabı muhaşeret üzerinden salat ederken şunları katmıştı; [/b][/color][b]''Bir maç ortamında adabı muhaşereti yaşatmazsan bir daha ki maçta yerim olmaz. Ne maç yapan ne sunumlar yapan insanlar yitirmişler değerlerini yerlerini. Bir daha ki maç giderken kendime şunları hatırlatırım; adabı muhaşereti maça yansıtmadığın zaman zikirlerin farklı yaptığın faal salat olur ve bir daha ki maçta yerin olmaz. Kendime hatırlattığım bu sözlerle maç alırım o hafta. değerli dosdoğru zikirlerle dosdoğru zikirlerle neticelenmeli korkularım. Bi korku filmi izleyeceğimde biliyorum sonrasında korkunç sahneler aklıma geldikçe korkacağım ve izledikten sonra korkarım hatırıma gelince o sahne. Ancak şu da var. Bu korkunun değerini bilmeliyim. Yeterince korkmalıyım ki cehennemi hatırlatsın bu korku bana. Yeterince sakınabileyim yanlış yapmaktan, cehenneme gitmekten''. Allah razı olsun babamdan ve katkılarından. Hayal gücümü geliştirmeliyim ki, cenneti hayal ederken oraya gitmek o güzel yere ulaşmak için, başarmanın hırsıyla coşkusuyla kazanmalıyım. Korkularımı hafifletmemeliyim, geliştirmeliyim ki cehennemden uzak bir kazanım için yeterince çalışabileyim. Bu korkularımla asla başarısız olmayayım. Rabbin razı olacağı bir kul olma gayretiyle, nefes almalıyım inş.
| |
| | | | Adabı Muaşeret "Dinleme Adabı" | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |