Yaşadığımız hayatı hafife almamalıyız çünkü bu hayat bizim öldükten sonra asıl hayatımızı belirler.
Her insan bir gün ölümü tadacaktır hayatımızı dosdoğru geçirirsek eğer, ölümden endişelenmeyiz.Yaşadığımız sürece fırsat var demektir.Ve nefes aldığımız her dakika rabbi anmamız dosdoğru yaşamamız için bir fırsattır.Dünya hayatına kapılmadan yaşamalıyız.Çünkü dünya hayatı çekici gelir insanın nefsine , o yüzden hayatımızı sakınarak geçirmeliyiz.
Öldükten sonra tekrar dirilişe inanmayan insanlar gözlerinin önündeki mucizeyi göremiyor demektir.Sonbaharda dökülen yaprakların kuruyan ağaçların ilkbaharda yeniden yeşermesi çiçek açması bile yetmez mi ahirete inanmalarına.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla
57.Hadid Suresi
20-Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, 'tutkulu bir oyalama', bir süs, kendi aranızda bir övünme (konusu), mal ve çocuklarda bir 'çoğalma-tutkusu'dur. Bir yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer-çöp oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azap; Allah'tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) vardır. Dünya hayatı, aldanış olan bir metadan başka bir şey değildir.
Dünya hayatını ahirete değişenler de cennete gitmeyi ister. Ve gideceklerine inanırlar.Dünya hayatında ki tek derdi makam mal mülk olanların Allah katında hiçbir değeri yoktur.
Bir söz okumuştum:
İyi geçirilmiş bir gün,
nasıl mutlu bir uyku getirse,
iyi yaşanmış bir hayat da,
mutlu bir ölüm getirir.
İnşallah bizlerin ölümleri de korkmadan ve mutlu olur.